Shine Dans okulunun kurucusu olan, aynı zamanda Türkiye Dans Sporları Federasyonunun kuruluş aşamasında yer alarak federasyon bünyesinde milli hakemlik yapan Mine Akkoyun ile dansın Türkiye’deki gelişimi ve tango üzerine konuştuk.
Günümüzde dansın hem sosyal hobi anlamında hem de sportif amaçlı tercih edildiğini söyleyen Akkoyun, Türkiye’de yeni yeni gelişmeye başlayan ‘Gyrotonic’ adı verilen egzersiz biçiminden de bahsetti.
Sizi tanıyarak başlayabilir miyiz?
İsmim Mine Akkoyun. Dans eğitmeniyim. Dansa ilk olarak 1995 yılında ODTÜ Eşli Danslar Topluluğunda başladım. Öncelikle Latin danslarını öğrenmeye başladım sonra Tango ile tanıştım. Tangoya 1997 yılında başladım. Yaklaşık 22 yıldır da tango yapıyorum. Bunun yanında Türkiye Dans Sporları Federasyonunun kuruluş aşamasında yer aldım şu anda da federasyon bünyesinde milli hakemlik yapıyorum.
Tangoya 1997 yılında başladığımda, bu alanda Türkiye’nin ilk jenerasyonlarıydık diyebilirim. Tangonun da ülkemizde yeni yeni gelişme başladığı bir dönemdi.
Shıne Dans okulunu ne zaman açtınız? Okul bünyesinde hangi çalışmaları yürütüyorsunuz?
2001 yılında da Shıne Dans Okulunu açtım. Okulumuz daha önce Bahçelievler’deydi. Zamanla büyük bir aile olmaya başladık ve yaklaşık bir ay önce daha büyük bir alana sahip olmak için Tunus caddesi üzerinde bulunan yeni adresimize taşındık.
Okulumuzda sosyal Latin dansları, Latin Amerika salon dansları var. Tango, Gyrotonic danslarımız var. Shıne Dans Akademi Gençlik ve Spor Kulübümüz de mevcut ve bu kulüp içerisinde yetişen sporcularımız yarışmalara katılıyor.
Türkiye’de dansa başladığınız zamanla bugüne baktığınızda dansta neler değişti? İnsanların dansa olan ilgisinde, bakış açısında ne gibi değişimler yaşandı?
Benim dans başladığım zamanlarda dans branş olarak ayrılmamıştı. Bale yapılıyordu ama tango, Latin dansları gibi danslar bilinmiyordu. Biz küçük bir üniversite topluluğunun içerisinde dansa başladık. Dansa başladıktan sonra yabancı hocalarla iletişime geçtik ve onlarla birlikte çalıştık. Arından Türkiye Dans Sporları Federasyonu kuruldu. Federasyonun kurulmasıyla birlikte uluslararası federasyona bağlandık.
Mesela Arjantin Tango ilk başlarda ortaya çıktığında ülkemizde bu dansı yapan az sayıda kişi vardı, zaman içerisinde çoğaldı. Şimdiki durum ise tamamen farklı. Günümüzde dans büyük kitlelere yayılmış durumda. Dans herkes için önemli bir sosyal hobi haline geldi. Bunun dışında sportif anlamda da çocuklar yetişmeye başladı. Dans, Türkiye’de hem sportif hem de sosyal hobi anlamında çok gelişti.
Dansın hızla gelişmesi ve ilgi görmesinin nedeni sizce nedir?
Benim başladığım dönemlerde, (Ankara için konuşursam) benimle birlikte dans topluluğu içerisinde dans eden birçok kişinin, şu an dans okulu var yani hepimiz ODTÜ öğrencisiydik ve hepimiz farklı bölümlerde eğitim alsak da dansta buluşup dansı meslek haline getirdik. Dolayısıyla zaman içerisinde dans, bu işi meslek haline getirenlerle birlikte sektör haline geldi.
Dansa gönül veren kişiler, bunu başka kitlelere ulaştırmak için çalıştı ve zaman içerisinde de dans eden kitleler çoğaldı. Türkiye Dans Sporları Federasyonunun kurulmasıyla da olay spor haline geldi ve tüm bunlar birleşince dansın ülkemizde yayılması hızlandı. Dansa olan ilgi arttı.
Bir dönem televizyonlarda yapılan dans yarışmalarının da dansa olan ilgiyi artırması söz konusu olmuş olabilir ama artık bu tür televizyon programları yok.Bana göre dansın günümüzde yayılması ve ilgi görmesinin nedeni, dansa gönül veren bireylerin ve onların yanına topladığı insanların çabaları…
Dansa ilk başladığımız yıllarda dansın bugünkü ilgiyi göreceği kimsenin aklına gelmiyordu ama zaman içerisinde dansta yaşanan gelişim hepimiz için sevindirici oldu.
“Tango, dünya çapınca bir sosyal ağ”
Tango özelinde konuşacak olursak, tango sizin için ne ifade ediyor?
Tango ilginç bir dans. Hobi amaçlı yapıldığında çok zor olmayan bir dans ama doğaçlama yapıya sahip bir dans. Tangoda hiçbir şeyi ezberleyerek yapmazsınız. Dolayısıyla doğaçlama dilini öğrenmeniz gerekir, o dili öğrenmek de zaman alan bir şey. Benim için tango, yeni bir dil. Doğaçlama yapısı gereği dünyanın neresinde olursanız olun aynı dili konuşabileceğiniz tango arkadaşlarınız oluyor. Bu anlamda tango, dünya çapınca bir sosyal ağ gibi.
“Çocuklara sportif Latin danslarını öneriyorum”
Tango “7’den 70’e kadar…” diyebileceğimiz, herkesin yapabileceği bir dans mıdır? Küçük yaşta tangoyla tanışan ve bu dansı yapan çocuklar var mı mesela?
Çocuklarla çalışan tango hocaları azdır. Tangonun sofistike yapısı var. Egzersizden bağımsız bir tarafı var. Bu nedenle ben çocuklara daha çok sportif Latin danslarını ve salon danslarını öneriyorum çünkü Latin dansları, kişinin beden yapısını geliştirebilecek, koordinasyonunu artırabilecek, egzersiz olabilecek bir dans. Tango biraz daha sofistike olduğu için 15 yaş üzerine hitap edebilecek bir dans. Tabii küçük yaşlarda da çocuklara tango öğretilebilir. Bunu yaparken de çocuklara doğaçlama değil de koreografi şeklinde gösterilebilir.
Türkiye Dans Sporları Federasyonunun kurulmasıyla birlikte dansın bir spor olmaya başladığını söylediniz. Federasyon bünyesinde yetişen lisanslı sporcular var mı?
Tango özelinde baktığımızda yarışma prensibi henüz yeni başlıyor. Bu nedenle biz de tangoda yeni yeni yarışma prensibine uyum sağlamaya çalışıyoruz ama Latin Amerika Dansları’nda birçok lisanslı sporcu yetiştirildiğini söyleyebilirim. Umuyorum tangoda da çok sayıda lisanslı sporcu yetişecektir.
“Ülkemizde yeni gelişmeye başlayan egzersiz biçimi, Gyrotonic”
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Şu an okul bünyesinde yaptığımız çalışmalardan bahsetmek istiyorum. Biz sportif Latin danslarının gelişmesini hedefliyoruz. Buna yönelik çalışmalar yapıyoruz. Okulumuzda tango sosyal bir dans olarak çok gelişmiş durumda. Tangoda öğrenci sayımız oldukça yüksek.
Bunun dışında dansı hem sosyal anlamda hem de sportif anlamda geliştirmek adına çalışıyoruz. Sosyal anlamda Milongalar yapıyoruz. Milonga dediğimiz, Tango Gecesi…Çarşamba günleri yaptığımız Milongalar, Ankara’nın diğer dans okullarından katılım sağlanıyor. Sportif anlamda da federasyon ve hakemlik süreçlerim devam ediyor. Bu süreçlerde sporcu yetiştirmek adına çalışmalar yürüteceğiz. Biz dansın hem bir spor olarak hem de sosyal hobi anlamında yapılabileceğini ortaya koyuyoruz. Bu kapsamda tango şu an hobi amaçlı yapılan bir dans olarak devam ediyor. Diğer Latin dansları ise ağırlıklı olarak sportif amaçlı yapılan danslar şeklinde ilerliyor.
Bunun dışında dans geceleri organize ediyoruz, özel dersler veriyoruz. Workshoplar yapıyoruz. Bu workshoplarda, Arjantin’den hocalar çağırarak hem ders vermelerini hem de performans göstermelerini sağlıyoruz. ‘Tango Maraton’ adını verdiğimiz bir etkinlik var. Bu etkinlik, üç gün boyunca belli aralıklarla sürekli dans edilen bir etkinlik. Bu etkinliği başka bir okulla birlikte organize etmeyi planlıyoruz.
Son olarak ‘Gyrotonic’ adı verilen bir egzersiz biçimi var, ben bu egzersizin eğitmenliğini yapıyorum. Yurt dışından bu egzersizin eğitimini aldım. Gyrotonic, pilatese benzeyen, esneme sağlayan, omurga bozukluklarında etkili olan bir egzersiz biçimi. Ülkemizde yeni yeni gelişen bir egzersiz aslında. İstanbul’da oldukça biliniyor ve ilgi görüyor ama Ankara’da henüz yeni gelişiyor diyebiliriz. Bu egzersiz biçimini oldukça önemsiyorum çünkü bel, boyun, sırt ağrısı olan kişiler için etkili bir egzersiz biçimi. Yapması da keyifli bir egzersiz.
Comments