HEM bir sanat kolu, hem de toplum hayatının bir eğlence vasıtası olarak bilinen dansı, 7’den 70’e her yaşta insan gönül vermekte. Bu kadar çok kitleye ilgilendiren bir sanat kolu olunca da ilgi ve alaka da bir farklı oluyor.
Ülkemizde de dans denince birçok çeşidi akla geliyor. Dans çeşitlerinden tango ise insanımız tarafından çok ilgi gören dans türlerinden birisi. Başkent Ankara’da bu dalda adını kanıtlamış ve kendini tangoya adamış çok özel bir isim ile tangoyu ve dansı konuştuk.
Arjantin Tango Eğitmeni ve Dans Sporları Federasyonu Hakemi Mine Akkoyun, tango ve dans ile ilgili bilinenler ve bilinmeyenleri anlattı.
- Zafer Gazetesi: Tangoya nasıl başladınız?
- Mine Akkoyun: 1997’de ODTÜ Eşli Danslar Topluluğu’nda (cha cha, vals, jive, rumba) ile dans etmeye başladım. Serdar Sungar ile İstanbul’da Metin Yazır ile tanıştık. O zamanlar Tango Passion Newyork video kasetleri ile seyrederek kendimi yetiştirmeye ve çok eski arkadaşım Ziya ile birlikte dans öğrenmeye çalışıyorduk. Metin Yazır ile tanışmak bizim için önemli bir adımdı. Metin Yazır o zamanlar belirli zamanlarda İstanbul’dan Ankara’ya gelerek workshoplara düzenlerdi .Ben de o workshoplara Tanju Yıldırım ile katılırdım. O zamanlar bu çalışmalara Ali Işıklı, Figen Moran, Servet Moran ve rahmetli Didem Dinçerdem’de katılırdı.
- Zafer Gazetesi: Tango sizin için ne ifade ediyor?
- Mine Akkoyun: Tango ve dans benim için sadece bir hobi değil, ihtiyaçtı aynı zamanda. Ailemden küçük yaşta ayrı kaldım ve ODTÜ PDR bölümünü bitirdim. Tango insanlara aynı zamanda kendini ifade etme, duruş ve paylaşma duygularını geliştirmede yardımcı oluyor.
- Zafer Gazetesi: Tangoya başlayanlarda nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz?
- Mine Akkoyun: Dans bir kültür ve küçük yaşta edinilmesi lazım. Bu yüzden Milli Eğitim’in ders programlarına da öğrencilerin gelişimi için koyması çok iyi olur. Tangoya başlayanlarda pozitif yönde gelişmeler oluyor, feminenleşiyor, giyim tarzları ve davranışları, edaları değişiyor, beden dillerine yansıyor. Çocuklar için de dans sporuna başladıklarında çok değiştiklerini görüyoruz. Hayata bakış açıları, paylaşma duyguları ve kendilerine güvenleri olumlu yönde ilerliyor. Çünkü biz onlara dans pistinde yalnız olmadıklarını öğretiyoruz.
- Zafer Gazetesi: Dans Merkezinizi ne zaman açtınız buradaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
- Mine Akkoyun: Shine Dans’ı 2000 senesinde açtım. Stüdyoda biz bir aileyiz. Stüdyoyu öğrencilerimle birlikte kullanıyoruz. Onlarında yeri gibi çiçek dikip boya yapıyoruz. Dediğim gibi ailemden küçük yaşta dolayısıyla ayrı kaldım ve bu stüdyoya paylaşım olarak geri döndü. Biz burada sadece belirli hareketleri öğrenmeyi değil aynı zamanda eğitim de vermiş oluyoruz herkes birbirinden bir şeyler öğreniyor yani içerik modeli ile herkes nasılsa karakterleri ile duruyor ama paylaşımlar ve aidiyet duygularıyla gelişme sağlıyorlar tabi ki bu stüdyoya oldukça olumlu yansıyor. Örneğin öğrencilerim soruyor bir işi insanlara nasıl sevdiriyorsunuz genelde insanlar işten kaçarlar ama buraya seve seve geliyorlar diyorlar. Ben de işlerin yapılması lazım ben de onlara kendilerinden bir şeyler katabilecekleri bir alan yaratıyorum şeklinde cevap veriyorum. Yıllarca öğrencilerimden para isterken bile utandım. Bu yüzden kulüp gibi bir model ile dans merkezimizde çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Zaten bugüne kadar dışardan bir hoca ile de çalışmadım. Tüm hocalarımız burada yetişti.
- Zafer Gazetesi: Mesleğinizde sadece tango eğitimi vermek değil aynı zamanda dans sporunun gelişiminde de aktif rol aldığınızı görmekteyiz.
- Mine Akkoyun: Evet, Türkiye Dans Sporları Federasyonu dans sporu antrenörlerindenim. Türkiye Dans Sporları Federasyonu’nun kurulmasında da aktif rol aldım. Şu an hakemliğin yanında komitelerde de görevim var.
- Zafer Gazetesi: Pratik ve Milonga nedir ve bu eğitimin neresinde yer almaktalar?
- Mine Akkoyun: Milango tango gecesi demektir. İnsanların sosyalleşmek ve tango yapmak amacıyla gittikleri tango gecesi anlamına gelmektedir. Milongalar sosyalleşme ve yeni insanlarla tanışma ortamı sağlamaktadır. Öğrencilerimizin öğrendikleri hareketleri geliştirmeleri için pratik derslerimiz oluyor. Milongalar bu kültürün en önemli parametresi. Cabeceo (Arjantinde Mirada da denilir.) bakışarak dansa davet demektir. Dans eden erkekler öncelikle Cabeceo’ya göre dansa davet etmeyi öğrenirler. Rondo ise pistte saatin ter yönünde dönmek anlamına gelmektedir. Pistte hareket ediş yönüne dikkat etmek gerekir ki diğer dansçıları rahatsız etmeden dans edilebilsin. Bunun için geriye çok adım atmamak ve pistte tek başına olmadığını unutmamak anlamına gelir ki tangonun önemli kazanımlarından birisinin paylaşmak olduğunu söylemiştim. Bunun en önemli göstergelerinden birisi de pisti paylaşmaktır. Bu arada tango her ne kadar birbirine sarılarak yapılsa ve çok yakın dans olsa da insanlar birbirinin kişisel alanlarının farkında olmalı ve bunu her topluluğun içinde dikkat edilmesi gereken bir davranış haline getirmeliyiz.
- Zafer Gazetesi: Tangoya tutku ve hüznün dansı derler. Sizce nasıl bir duygu?
- Mine Akkoyun: Tangonun hüzünlü hali beni çeken bir şey ama bu çok insani bir duygu. Altında da derin bir kültür var. Gerçi ben tangoya çok sihirli bir anlam yüklenmesinden şairane anlatımlardan hoşlanmıyorum. Sebebi de bunun tangoyu ulaşılmaz hale getirmesi. Hiç gelmeyecek sevgiliyi beklercesine ulaşılmazlıklar rahatsız ediyor.
- Zafer Gazetesi: Tango elitist bir dans olarak görülmekte. Tangonun gelişmesi nasıl olmuş?
- Mine Akkoyun: Arjantin yeni bir yer bulunduğunda Avrupa ülkeleri İspanya, Fransa, Almanya Portekiz gibi ülkelerden Bounes Aires’e gelen kişiler daha zengin olmak ve iş bulmak amacıyla geldikleri bu yerde işlerin umdukları kadar iyi gitmemesi ve hemen de geri dönememeler sebebiyle bir yandan fakirlik bir yandan memleket hasreti, hayal kırıklığı içerisindeler. Şehirdeki erkek nüfusu göç ile artınca genelevler ihtiyacı karlamak amacıyla artıyor. Para karşılığı olmadan bir kadın ile vakit geçirmenin en iyi yolu da tango dansını yapmak oluyor. O zaman erkekler kadını kucağında uykuya dalacakmış gibi dans etmek istiyor ki birliktelik uzun sürsün. Bir kadını kucağında uykuya dalacakmış gibi dans etmek için çok pratik yapılmalı ve yeterli kadın da yok dolayısıyla erkekler birbirleri ile dans ediyorlar.
- Zafer Gazetesi: Tangonun ve dans sporunun gelişmesi için neler yapılabilir?
- Mine Akkoyun: Tango ve diğer danslar toplumun sosyo-kültürel olarak gelişimini sağlayarak toplumu bir üst noktaya taşımaya yaramaktadır. Dediğim gibi dans bir kültür ve küçük yaşta edindirilmesi lazım milli eğitim programlarına almak, dans kültürünü oluşturmak ya da popüler olarak bunu yapmak, çeşitli tv programlarında ve medyada işlemek ,dans yarışmaları düzenlemek bu kültürün gelişimine katkıda bulunur. Tango aynı zamanda ücret olarak erişilebilir bir eğlence. Sosyo –kültürel olarak daha çok halk dansları yaygın olsa da tango isteyenler arttığı gibi düğün danslarını da talep eden ve öğrenmek isteyen çok kişi var. Stüdyomuzda evlenecek çiftlere düğünleri esnasında dans etmeleri için yardımcı da oluyoruz. Ekonomik krizlerde toplumsal açıdan sıkıntılı zamanlarda bu tip etkinliklere katılımın artacağını düşünüyorum.
- Zafer Gazetesi: Son olarak tango ve dans sporu adına ilerdeki planınınız nedir?
- Mine Akkoyun: Daha geniş bir mekan da tango ve dans sporunun gelişmesi için öğrencilerimi yetiştirmek istiyorum.
Comments